Lojistik, genel olarak ürünün üretilmesi için hammadde tedariğinden başlayarak ürün veya hizmetin müşteriye teslimine kadar olan süreçte; depolama, nakliye, gümrükleme ve sigortalama gibi uygulamaların yönetilmesi ve denetlenmesi faaliyetidir. Aynı zamanda lojistik uzmanları tacirlere mal ve hizmetlerini sundukları zaman, kalite, miktar ve yöntem konusunda da danışmanlık sağlamaktadırlar.

Lojistik kavramı, sadece belirli miktardaki malın bir noktadan başka bir noktaya taşınması anlamına gelmemekle birlikte, sürecin tüm hareketliliğini de kapsar. Depolama, nakliye, güvenlik, faturalama, satın alma ve lojistik operasyon süreçleri de içinde barındırır.

Tedarik zinciri süreçlerinin yönetilmesi işlemi olarak tanımlanabilecek lojistik işletmeleri, her türlü ürün, servis hizmeti ve bilginin kayıt altına alınmasını hedefler. Lojistik işletmeleri için bilişim sistemlerinin temel fonksiyonu, müşterilerinin sürekli artan taleplerini karşılamak ve tedarik zincirini dakik bir şekilde yönetebilmeyi sağlamaktır.

Son yıllarda dördüncü sanayi devrimi ve teknolojik başarıların bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan lojistik 4.0, endüstri 4.0 kavramına oldukça yakındır. İmalat için yıkıcı bir değişiklik öneren endüstri 4.0’ın aksine lojistik 4.0, kuruluşların ürünleri üretme, satın alma, satma ve teslim etme şeklindeki dönüşümü savunur.

Küresel lojistik, uluslararası bir tedarik zinciri aracılığıyla, üretimden dünyanın diğer bölgelerine, intermodal taşımacılık sistemi, okyanus, hava, demiryolu ve kamyon yoluyla nakliye yoluyla malları yönetme sürecidir.

Karbon ayak izi, günümüzde kullandığımız petrol yakıtları, ulaşım araçları, elektrik ve atıklar tarafından üretilen toplam sera gazı miktarını belirtir. Direkt veya dolaylı olarak insan faaliyetleri ile oluşan bu gazlar, ekolojik olarak ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.