Yeşil Lojistik
Yeşil lojistik kavramı, özellikle asit yağmurları ve küresel ısınma gibi önemli çevre sorunlarına artan ilgi ve oluşan farkındalık sonucu ortaya çıktı. Lojistik alanında artan araç sayısı ve paketleme gibi nedenler ekolojik düzeni bozulmasına sebep olabilmekte ve pandeminin etkisi sonrası yeni dünya düzeninde yeşil ürün ve hizmetlere talebin artacağı öngörülmektedir. Bu varsayımları düşündüğümüzde piyasalarda yeşil lojistik sürecine yatırım yapan markaların bir adım öne geçeceğini söylemek yanlış olmaz.
Yeşil Lojistik Uygulamaları ve Önemi
Yeşil lojistik, çevreye uyumlu verimli taşıma ve dağıtım sistemlerinin geliştirilmesi, ambalaj ve atıkların azaltılıp, katı ve tehlikeli atıkların imhası, emisyon ve gürültü kontrolü, lojistik faaliyetlerde enerji kullanımının ve malzeme kullanımının azaltılması gibi faaliyetleri kapsar. Sürekli gelişen teknoloji ve ticaretin küreselleşmesi ile birlikte lojistik sektörü de bu değişim sürecinin içine girdi. Lojistik firmaları, ürün ve hizmetlerini kısa sürede tüketicilere ulaştırarak rekabette avantaj elde etmeyi hedefler.
Tüketiciler ise çevreye zarar verecek etkileri en aza indirecek yöntemlerin kullanılmasını talep etmektedir. Karbon salınımının arttığı bir dönemde devreye giren lojistik tipi, lojistik faaliyetleri sırasında çevreye zarar veren kullanım ve durumları en aza indirmeyi hedeflemektedir. Yeşil lojistiğin amacı; şirketlerin uyguladıkları zaman yönetimi ile insanı ve doğayı bir çatı altında bir araya getirmektir.
Yeşil Lojistik Nasıl Uygulanır?
Firmalar müşterilerinin ihtiyaç ve taleplerini yerine getirecek planlamalar yaparken ekolojiye karşı da bir o kadar yüksek duyarlılık göstermelidir. Sürdürülebilir tedarik zinciri konusuna verdikleri önemle birlikte çevreye zararı olabilecek faaliyetleri en aza indirmeyi hedefleyerek çalışılmalıdır.
Peki, yeşil lojistik faaliyeti uygulamaları nelerdir?
» Ürün üretimi ve dağıtımın ekolojik sisteme zarar vermeden yapılır.
» Çevresel ve sosyal faktörler daima göz önünde bulundurulur.
» Gereken analizler yapılarak, ürünler en uygun planlamayla gruplandırılarak taşınır.
» Otoritelerin belirlediği çevre dostu olarak tanımlanan motorlu araçlar ve yakıtlar tercih edilir (EURO 5’ e sahip araçların kullanılması vb.).
» Depolama ve tesislerde yenilenebilir enerji kullanılır.
» Paketleme ve sevkiyatta minimum seviyede ambalaj malzemesi kullanımı sağlanır.
» Paket ve ambalajlarda geri dönüşümlü alternatif malzemeler tercih edilir.
» Geri dönüşüm faaliyeti teşvik edilir ve ulaşım modelleri arasında esneklik planlanır.
Özetle, günümüzdeki globalleşme ile ortaya çıkan zorlu rekabet ortamı, çevreyi korumaya yönelik yasalar ve mevzuatı firmaları yeşil lojistik kullanmaya yönlendirmiştir. Müşteri gücü, işletmelerin sosyal ve toplumsal sorumluluk faaliyetleri gibi etkenlerden dolayı lojistik firmalarının yeşil lojistik uygulamaları evrensel boyutlara taşınmıştır.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için lojistik sektörünün içinde yer alan tüm firmalar yeşil lojistik uygulamaları için politikalar belirlemelidir. Tüm faaliyetlerini Çevre Yönetim Sistemi kapsamında tutan ve bu konuda yazılı bir şirket politikası oluşturan Horoz Lojistik, sürdürülebilir bir çevre için gönüllü olarak çalışmaktadır.